top of page
Search

Pandemi Sürecinde Mesafe Kavramı

  • Writer: EKMEL TOZOĞLU
    EKMEL TOZOĞLU
  • Apr 8, 2021
  • 3 min read

.

Salgınlar bilinen dünyada dönem dönem insanların önemli sınavlarından biri olmuştur. Fiziki, psikolojik ve toplumsal yönden bazen yıkıcı, bazen önemli siyasi etkileri olmuştur. Her pandemi süreci toplumsal açıdan iz bırakmadan sona ermemiştir.

Örneğin kara veba, 200 milyon kadar insanın ölmesine sebep olmuştur. Hem silah olarak kullanılmış hem de özellikle Avrupa’da sınıf farklarının daha çok belirginleşmesine ve azınlıklara eziyet edilmesine sebep olmuştur. Orta Asya ve Çin’de başlayan kara veba; Moğolların, Kırım’da kuşattığı bir Ceneviz ticaret merkezine mancınık ile vebalı cesetleri atmasıyla Avrupa’da salgın haline dönüşmüş ve Avrupa sosyolojisini derinden etkilemiştir. Veba 19.yy’a kadar değişik zamanlarda ortaya çıkmış ve milyonlarca insanın ölümüne sebep olmuştur. Kolera, tifo, domuz gribinin yakın akrabası olan Hong Kong ve İspanyol gribi gibi salgınların da önemli etkileri olmuştur. Tarihi kaynaklar 1. Dünya Savaşı’nın bitmesinde İspanyol gribinin önemli bir etkisi olduğunu yazmaktadır. Ayrıca Mustafa Kemal Atatürk de Samsun’a yola çıkmak için hazırlık yaparken İspanyol gribine yakalanmış ve bu hastalığı Beşiktaş’taki evinde atlatmıştır.

Biz de şu anda tüm dünyayı çok sert şekilde etkileyen bir pandemi sürecinin içindeyiz: Covid19 pandemisi. Covid19 da diğer pandemiler gibi önemli toplumsal etkiler yaratmaya başlamış durumda. İnsanlar sorunları ve çözümleri, içinde bulunduğu çevresel etkileri de baz alarak yaşam şartlarına göre yorumlarlar. Şu anda dijital çağda yaşıyoruz. Doğal olarak Covid19’un en büyük kalıcı toplumsal etkisi dijital alanda olacak gibi görünüyor. Covid19 bize yeni bir yaşam tarzını öğretiyor. Bir anlamda dijital olarak evriliyoruz. Bu dijital dönüşüm zaman içinde gerçekleşecekti fakat pandemi süreci dönüşümü hem hızlandırdı hem de bize bunun zorunluluk olabileceğini anlattı.

Özellikle kalabalık şehirlerde, örneğin İstanbul’da mesafeler ciddi sorundur. Trafikte geçirilen süreler, katlanılan maddi külfetler, fiziksel yorgunluklar, psikolojik etkiler yavaş yavaş uzaktan çalışma kavramını hayatımıza sokmaya başlamıştı aslında. Örneğin, pandemi sürecinden önce İstanbul’da dijital medya ajansı olan bir arkadaşım cuma günleri artık evden çalıştıklarını belki bunu haftada 2-3 güne çıkarabileceğini söylemişti. Pandemi süreci ile birlikte tamamen uzaktan çalışmaya döndüler.

Peki, pandemi süreci bize mesafelerle ilgili ne anlattı? Mesafe kavramını iki şekilde değerlendirebiliriz. Birincisi, virüsün bulaşmasını azaltmak için insanların birbirine yaklaşmamasını anlatan sosyal mesafe kavramı. Muhtemelen pandemi süreci bitince sosyal mesafe kavramı da zamanla hayatımızdan çıkacak. İkincisi ise, bizi daha çok ilgilendiren ve kalıcı olacak olan, mesafelerimiz ve mesafe kavramının geldiği nokta.

Covid19 pandemisinden önce, özellikle ticaretin B2B*[1] kısmında uzaktan ticaret diye bir kavram neredeyse yoktu. İş insanları fuarlara katılır, fuarlarda potansiyel alıcıları ile bir araya gelir ve bir iletişim başlatırlardı. Ardından teknik dökümanlar paylaşılır ve iş gerçekleşmeden hemen hemen her ticaretin başlangıcında bir fabrika ziyareti yapılırdı. Hatta bu çoğu zaman karşılıklı yapılarak yüz yüze teknik toplantılarla ticaret daha çok pekiştirilirdi. Yani pandemi sürecinden önce mesafeler, ulaşım yoluyla aşılırdı. Şimdi ise iş toplantıları, numune ürün sunumları, teknik detay paylaşımı hatta sözleşme imzalanması gibi tüm ticaret uzaktan yapılabilmeye başlanmış durumda.

Covid19 mesafelerimizi artırdı mı? Hayır. Daha çok azalttı aslında. Sanayicilere o kadar iş seyahatinin gerekli olmadığını anlattı. Örneğin, büyük oranda yurt dışına çalışan bir işletme sahibi tanıdığım, yılda 15-20 kez yurt dışına çıkıyordu. Kısa süre önce görüştüğümüzde “Ben boşuna ne çok yoruluyormuşum. Artık yurt dışına yılda 1-2 kez çıkarım, o da gezmek için.” dedi. Bu kişinin bu dönüşümü yaşaması 4-5 yıl gibi uzun bir süreç alabilirdi. Belki hiç yaşayamazdı bu dönüşümü fakat pandemi farklı bir iş yapma tarzını ona zorunlu kıldı. Dijital dönüşüm o kişi için, kişisel olarak gerçekleşti.

Sadece yurt dışı değil aslında, bizim de İstanbul’da bir proje ofisimiz bulunmakta fakat merkezimiz Konya’da. Ben de ayda en az iki kez İstanbul’a giderken şimdi geçtiğimiz 9 ay içinde sadece iki kez gittim. İşlerde de herhangi bir aksama olmadı. Uzaktan yönetim, uzaktan çalışma artık hayatımıza girdi ve kolay kolay da çıkacağa benzemiyor.

Covid19’un mesafeleri kaldırması sadece iş alanında olmadı aslında. Eğitim bu süreçte fazlaca sekteye uğradı. Uzaktan eğitim kavramını çok az insan biliyorken şimdi bilmeyen yok. Üniversiteler eskiden sadece birkaç programda uzaktan eğitim açarken şimdi bu sayı gittikçe artıyor. Artık yurt dışında bir üniversiten uzaktan eğitim alacaksanız seçenekleriz hayli fazla olacaktır. Bazı öğrenciler için fırsat eşitsizliği yaratan bu sistem, bazıları için de fırsat oldu.

Şarkıcılar, Instagram ve Youtube üzerinden canlı konserler verdiler. Dinleyicileri ile sohbet ettiler. Müzeler, parklar, şehirler, dünya çapında birçok ünlü yer online gezmeye açıldı.

Covid19 mesafe kavramını kalıcı olarak etkiledi. Bu kalıcılığın ne kadar büyük olacağını hep birlikte göreceğiz. En yakınlarımıza, ailemize dokunamazken, 10.000km ötede bir mühendise oturduğumuz yerden derdimizi anlattık. Artık insanlar seyahatlerinin gerekliliğini 2 kez sorgulayacak, işleri, görüşmeleri, eğitimi, hatta bazı sağlık hizmetlerini online yapabilme alternatifi her zaman masada olacak.

Mesafeler artık yollarla değil, online görüşmelerle aşılıyor.

[1] B2B: Business to business: İşletmeler arası ticaret.

 
 
 

Comentários


bottom of page